Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaDuyuruLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 & A g n e s s a

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Agnessa Bronislava
Пьяница Sahibesi
Пьяница Sahibesi
Agnessa Bronislava


Mesaj Sayısı : 136
İtibar : 0
Kayıt tarihi : 01/08/09
Yaş : 30

RP Puanı
Role Play Puanı:
& A g n e s s a 16437922100/100& A g n e s s a 16437922  (100/100)

& A g n e s s a Empty
MesajKonu: & A g n e s s a   & A g n e s s a Icon_minitimePtsi Ağus. 24, 2009 10:01 am

Ne kadar zamandır buradayım, bilmiyorum. Ürkütücü rüzgar, uğultulu seslerle korku dolu bir hikaye anlatıyor ve elbisemin kapatmadığı bacaklarımı dövüyor. Kendinden umulmayacak derecede hırçın ve inatçı bu gece. Tıpkı benim gibi hayata karşı çıkmış. Mevsimden beklenmeyecek serinlikte esiyor. Sessiz ve incecik yağan bahar yağmuru, rüzgarın anlattığı hikayeye efekt katıyor sanki, içimi üşütüyor. Yine de burada olmamın mantıklı bir sebebi de yağmur ve rüzgar. İçimdeki ateşi almasını umuyorum çünkü. Kimseye söyleyemeyeceğim, benimle sonsuza kadar gidecek bir şeye tanık olmak, korku filminin masum kız rolünü oynamak içimi acı dolu bir ateşle kapladı. Nasıl bu kadar korkunç oldu hayat? O, bu evreye gelirken ben neredeydim?
Gece tüm siyahlığı ile beni sarmış durumda. Saate baktığımda günün ağaracağını fark ediyorum ama gece bunu yalanlayacak kadar karamsar bir tonda. Karanlığa, kendine doğru sürüklüyor beni. Bilmiyor, ondan daha karamsar olduğumu. Ondan daha zavallı olduğumu. O birazdan aydınlanacak, etrafına mutluluk verecek. Bense asla aydınlanamayacağım. Asla mutlu olamayacağım ve etrafımı mutlu edemeyeceğim.
İşte oldu. Gecenin zifiri karanlığı, soluk bir mavi tona dönüştü. Yıldızlar, bulutlarla değişti nöbetini. Düşündüklerimi doğruladı yine. Ama ben ilk defa haklı olmak istememiştim. Bildiklerimin yalan olmasını istemiştim. Ne görmüştüm? Ne yaşamıştım da bu hala gelmiştim? Kimseye söyleyemeyecek olmam bunu kendime bile söyleyemeyeceğimi bana ispatlıyordu. Yine de düşünmeliydim. İhtimalleri hesaplamalıyım. Bundan sonra hayatımı nasıl geçireceğimi plânlamalıyım. Benim evde olmadığımı sanıp kıtır kıtır annemi kesen babamın evine dönemem, dönmem. Bir insana verebileceği en büyük acıyı veren bu adamın babam olduğuna inanamıyordum ki inanmak da istemiyordum. Muggle anne-babamı on bir yaşımdan itibaren asla anlamadığımı düşünüyordum ama dengeler tamamen değişti. Ben onları hiç tanımamışım aynı zamanda.
Olanları gördüğümde bir süre kendime gelemedim. Babamın beni fark etmemesini umarak odama gittim ve birkaç parça kıyafeti sırt çantama koyup evden hızla ayrıldım. Hareket etmeliydim, hızlı olmalıydım. Nereye gittiğim hakkında en ufak bir fikrim olmasa da, uzaklaşmalıydım evden. Sokağın cıvıl cıvıl hali canımı sıkıyordu. Yolda çarptığım insanların ettiği küfürler, bana iltifat gibi geliyordu ve pişmanlık sarıyordu bedenimi. Ona lanetlerin en büyüğünü uygulamalıydım. Onu öldürmeliydim. Annemi düşünmeden testere ile parçalara ayıran sadist babamı öldürmeliydim. Okuldan atılmak pahasına bunu yapmalıydım. Hastaydı annem. Tedavi görmeliydi. Şizofrendi annem ve beni üzmekten başka bir işe yaramıyordu. Ama annemdi. Beni doğuran, hasta olmadan önce geçirdiğim tüm güzel anıların baş kahramanı olan annem… Babam, kendimi bildim bileli gece geç saatlerde, sarhoş eve gelen ve yaptığımız en ufak hareketle vücudumuzun çeşitli yerlerini mor halkalarla bezeyen, sadist ruhlu herif. Ondan her zaman nefret etmişimdir. İçimde ona beslediğim tek bir sevgi kırıntısı yoktu ve bu geceden itibaren de asla sevemeyeceğim tek insan.
Düşünmek iyi geliyor. Annemi sevsem de özlemeyeceğimi, babamdan nefret ettiğimi ama öç almak istemediğimi kavrıyorum. Neden annemi kestiğini merak etmediğim babamla sonsuza kadar görüşmeyeceğimi bilmek huzur verici. Korku filminin mutlu sonla olmasa da her şeyin çözümlenmesiyle bittiğini biliyorum artık. Bana ömrümdeki en korku dolu gecede bile huzur dolabileceğimi kavratan bu son yaşadıklarımla, evsiz kalsam da Hogwarts’a gidene kadar başımı sokacak bir yer bulabileceğimi de biliyorum. Bu civarda kalabileceğim kimse yok. Ama işe girersem bir otele yerleşebilirim. Yine daldığım düşüncelerden, ensemde hissettiğim nefesle kurtuluyorum. Telaşla arkamı döndüğümde burun buruna geldiğimiz otuzlu yaşlarında, nefesi soğan kokan, uzun boylu adama sinirle bakıyorum.

Ee, küçük hanım sana yardım edebilir miyim?”

Yaşamın getirilerini hesaba kattığımda, onun kurtarıcım olduğunu düşünüyorum. Yardım talebini kabul ediyorum ve beraber eski bir bara gidiyoruz. Her şey bitti derken, hayat ve tüm o korku filmi yeniden başlıyor. Ben bunu kavrayamayacak kadar sıkıntı içinde olsamda.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Agatha Ferne




Mesaj Sayısı : 4
İtibar : 0
Kayıt tarihi : 24/08/09

RP Puanı
Role Play Puanı:
& A g n e s s a 16437922100/100& A g n e s s a 16437922  (100/100)

& A g n e s s a Empty
MesajKonu: Geri: & A g n e s s a   & A g n e s s a Icon_minitimePtsi Ağus. 24, 2009 2:35 pm

Benim yanımda kala kala mı demeliyim?(Cinayet kısmında) Her neyse; cümle kuruşları, kelime kullanışları gayet hoş bence. Görüntüde biraz sıkıntı var; ama oda fazla önemsenecek cinsten değil. Beğendiğimi söylemeliyim.

Puan: 100
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
& A g n e s s a
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: + Yönetim & Rol Dışı + :: RPG Puanlama Merkezi :: RPG Puanı Belirleme-
Buraya geçin: