Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaDuyuruLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Caroliné Lexie Cloutier

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Caroliné Lexie Cloutier
İksir Bilimcisi
Caroliné Lexie Cloutier


Mesaj Sayısı : 6
İtibar : 0
Kayıt tarihi : 14/08/09

RP Puanı
Role Play Puanı:
Caroliné Lexie Cloutier 16437922100/100Caroliné Lexie Cloutier 16437922  (100/100)

Caroliné Lexie Cloutier Empty
MesajKonu: Caroliné Lexie Cloutier   Caroliné Lexie Cloutier Icon_minitimeÇarş. Ağus. 19, 2009 8:36 pm

Bedenim, ıslak ve soğuk zeminin üzerinde serilmiş öylece. Ruhum, beni terk edip gitmiş sanki bedenimin içinden. Yağmur, pes etmeden devam ediyor bedenimi hırpalamaya. Rüzgar, tatlı bir şekilde okşuyor her yanımı. Göz kapaklarımı zorladım açmak için. Sanki üzerilerine yük bindirmişler gibi. Yinede tüm gücümle zorlayarak gözlerimi açmayı başardım. Hiçbir bölgemi hareket ettiremiyorum. İçinde bulunduğum benim bedenim değil sanki. Ona hakim olup yönetemiyorum. Bu nedenle çaresizce yerde yatmaya devam ederek bilincimin yerine gelmesini bekledim. Bir süre zihnimi yokladım. Kareler zihnimde yavaş yavaş canlanmaya başladılar. Jacob ile kol kola bir vaziyette yürüyoruz, daracık ve ıssız sokakta. Etrafta kimsecikler yok. Bu nedenle sessizlik tüm sokağı ele geçirmiş. Uzaklardan gelen ayak sesleriyle beraber tüm sessizliğin büyüsü bozuluyor aniden. Ayak sesleri gitgide bize doğru yaklaşıyor. Göz ucumla korkarak arkaya doğru bakıyorum. Jacob'ında bunu yaptığını görebiliyorum. Arkamızda yüzlerini karanlıkta çıkaramadığım cübbeli birkaç kişi asalarını bir hamleyle çıkararak bize yönlendiriyorlar. O an başımın döndüğünü hissediyorum. Ne kadar sürdüğünü bile anlamadığım kısa bir sürede etrafımızdaki tüm dükkanları paramparça ettiklerini görebiliyorum. Jacob ile aynı hareketi yaparak ellerimizi cebimize atıyoruz, kendimizi savunmak için. Fakat ellerimizi cebimize atmamıza fırsat kalmadan yalnızca bu iki büyülü sözcükleri işitiyorum güçlükle;

-"Sersemlet!"
-"Avada Kedavra!"


Asadan çıkan yeşil renkli ışın göğsüme isabet ediyor. İşte ruhum o andan sonra terk ediyor beni.
Zihnimde canlanmış olan bu görüntüler acı verdi bana. Hatırlamamış olmayı dilerdim. Suratıma acı bir ifade yerleşti istemsizce. Kıpırdatamadığım bedenim bir süre kaldı zeminin üzerinde öylece. Gözlerimi gökyüzünün derinliğine odakladım. Yıldızlar acıyarak bakıyorlar gözlerimin içine. Ay, tam tepemde dikilmiş şefkat gösterisinde bulunuyor bana adeta. Yanan gözlerimi yeniden kapattım. Tek istediğim şey ayağa kalkabilmek o an. Kendimi yeniden zorladım. Yalnızca buna odaklanarak parmak uçlarımı azda olsa havaya kaldırabildim. Ayaklarım ise beni olduğum yere esir bırakıyordu. Pes etmeden sonunda ayaklarımı da ikna ettim kalkmaya. Büyük bir gayretle ayağa kalkmayı başardım. Titreyen bacaklarıma odakladım bu sefer kendimi yürümek için. Yağmur tanecikleri birer birer damladılar saçlarımdan. Üstüm başım ise çamur içinde. Yinede bu o an umursadığım son şey. Sokak ta terk edilmiş gibi bir hava hakim. Dükkanlar paramparça olmuş bir şekilde bekliyorlar sahiplerini. Suratımda istemeden oluşan buruşuk ifadeyi hemen yok sayıp o an umurumda tek şey olan Jacob'ı aradı gözlerim. Zihnimdeki beni ele geçirmeye çalışan kötü düşünceleri ise ısrarla bir kenara atmaya çabaladım. İşittiğim iki büyülü sözcük zihnimi terk etmek bilmiyorlardı. Gözümden süzülen ve yağmur taneciklerinin arasına karışan gözyaşıma aldırmayarak kendimi onu aramak için zorladım. Dayanıklı olmaya çalışıyordum. Ne durumda olursa olsun onu bulmaya kesin kararlıydım çünkü. Bacaklarımın titremesine aldırış etmeyerek koşturmaya başladım. Onu görebileceğim her yere korkarak göz attım. Yolun sonunda var olan sokak lambasının aydınlattığı yerde yatan bedeni görünce ise bir süre olduğum yerde kaldım. Gözlerimin sonuna kadar açıldığına emindim. Dişlerimi olağan gücümle istemsizce sıkıyordum. Kalbimin sıkıştığını rahatlıkla fark edebiliyordum. Aynı zamanda kalbimin atışları kontrol edemeyeceğim derecede hızlanmıştı. Başıma aniden saplanan ağrı ise düşünmemi engelliyordu. Hissettiğim tek duygu korkudan ibaretti. Evet, yerde yatan Jacob idi. Gözlerini sonsuzluğa yummuş hareketsiz ve zeminle bütünleşmiş bir şekilde yerde yatıyordu öylece. Bedeninin rengi tamamen solmuş adeta bir heykeli anımsatıyordu. Adımlarımı kontrol etmeye çalışarak ona biraz daha yaklaştım. Yüreğim bunu kaldırabilir miydi bundan emin değildim. Gözyaşlarımın yağmur taneleriyle bir bütün olarak akıp gitmesine artık izin vermiştim. Bu daha önce hiç yaşamadığım türden bir acıydı. Evet, kesinlikle acı çekiyordum. Yanına iyice yaklaşarak son kez tenine dokunabilmek için dizlerimin üzerine çöktüm. Ellerime, umutsuz bir şekilde ıslak zeminin üzerinde serilmiş olan ellerini aldım. Gözüm, ondan başkasına kilitlenemiyordu. O an ölmek bile zerre kadar umurumda değildi, hatta bunu istiyor bile olabilirdim. Jacob'ın terk ettiği bir Dünya'da yaşamak... Bu kulağa hiç hoş ve inandırıcı gelmiyordu. Başımı yavaşça yerde yatan cansız bedene doğru yaklaştırdım ve Jacob'ın göğüs hizasına uzandım. Teninin sıcaklığını hissetmek ihtiyacım olan tek şeydi. Beni de yanında götürmesini o an her şeyden çok istiyordum.

***

Suratıma vuran loş ışığın altında gözlerimi hızla açtım. Evimdeydim, yatağımda. Benliğimi ele geçirmiş olan korku duygusuyla kafamı aniden yanımda yatan Jacob'a çevirdim. Derin bir uyku çekiyor olmalıydı ki uyanırken çıkardığım inlememi bile duymamıştı. Jacob'ı yanımda görmüş olmamın verdiği rahatlıkla kendi kendime gülümsedim. Belkide rüya görmüş olduğuma hayatımda bu kadar sevinmemiştim. Jacob'ın habersiz ve masum suratına bakarak yeniden suratıma gülücük yerleştirdim. Terlemiş olan ensemi rahatlatmak için saçlarımı toplayıp omzumun üzerine bıraktım. Jacob'ın kulağına doğru yavaşça eğildikten sonra yanağına küçük ve masum bir öpücük kondurdum. Teninin sıcaklığını hissetmek başımdaki amansız ağrıyı da alıp götürmüştü sanki. Yeniden kulağına yönelerek onun duymayacağı kadar kısık bir sesle bu kez büyülü sözcükleri ben fısıldadım;

-"Seni Seviyorum."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sylvia Ferne
İksir Bilimcisi
Sylvia Ferne


Mesaj Sayısı : 147
İtibar : 0
Kayıt tarihi : 31/07/09

RP Puanı
Role Play Puanı:
Caroliné Lexie Cloutier 16437922100/100Caroliné Lexie Cloutier 16437922  (100/100)

Caroliné Lexie Cloutier Empty
MesajKonu: Geri: Caroliné Lexie Cloutier   Caroliné Lexie Cloutier Icon_minitimeÇarş. Ağus. 19, 2009 8:47 pm


Puan: 100.

Sürükleyici bir RPG olmadığını, kim söyleyebilir? Uzatmıyorum, puan bellidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Agnessa Bronislava
Пьяница Sahibesi
Пьяница Sahibesi
Agnessa Bronislava


Mesaj Sayısı : 136
İtibar : 0
Kayıt tarihi : 01/08/09
Yaş : 30

RP Puanı
Role Play Puanı:
Caroliné Lexie Cloutier 16437922100/100Caroliné Lexie Cloutier 16437922  (100/100)

Caroliné Lexie Cloutier Empty
MesajKonu: Geri: Caroliné Lexie Cloutier   Caroliné Lexie Cloutier Icon_minitimeÇarş. Ağus. 19, 2009 9:05 pm

Ayrıca konsey. ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Caroliné Lexie Cloutier
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: + Yönetim & Rol Dışı + :: RPG Puanlama Merkezi :: RPG Puanı Belirleme-
Buraya geçin: